Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

R.J PALACIO- MUCİZE | KİTAP YORUMU #3günlükkitaplar

Resim
Bu aralar kitap okumayı boşlamıştım ve her hafta en azından 1 kitap okumaya karar verdim.  Şimdi sizin de hikayemde zaten sık sık gördüğünüz "Mucize" adlı kitaptan biraz bahsetmek istiyorum. Ben bu kitabı daha önce çoğu kez görmüştüm ama okumaya fırsatım olmamıştı. Sonra acaba pdfini bulabilir miyim diye baktım ve varmış hemen indirip okudum. Zaten 1 hafta değil 3-4 günde bitti 💘 Kitabın konusu bir yüz anomalisine sahip olan August'un yaşadıkları... Doğuştan yüzünde bozuklukları bulunuyor. Ve bu yüzden de kendini kötü hissediyor. Çünkü her gittiği yerde insanlar ona bakıyor, korkuyor hatta çığlık atıyor... Uzun süre kafasında bir astronot başlığıyla bile geziyor... August 5. sınıfa başlıyor ve daha önce hep evde annesinden eğitim aldığı için okula gidip gitmeme konusunda çok kararsız kalıyor.  İnsanların onunla dalga geçmesinden korkuyor. Nitekim öyle de oluyor... İnsanlar ona gerçekten kötü davranıyor ve çoğu zaman hayal kırıklığına uğruyor. Kitabı okurken çok

İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALMAYANLARA... | SURİYELİ ANNE VE BEBEĞİ

Resim
Başlıktan da anladığınız kadarıyla bu gün hangi konudan bahsedeceğim belli. Şimdi, eğer Suriyeli insanları sevmiyorsanız, onların ülkemizden gitmelerini istiyorsanız ırkçı ve faşist bir kişiliğe sahipseniz bu yazıyı okumayın ve bloğumu terk edin. Çünkü şimdi söyleyeceklerim sizin söylediklerinizin tam tersine olacak. Belki de sinirinizi bozacak… Şimdiden söylüyorum. Buradan çıkmak çok zor değil… Gelelim yazımı okumaya devam etmek isteyenlere. Teşekkürümü önden etmek istiyorum. Okuduğunuz ve yukarıdaki bahsettiğim insanlardan olmadığınız için teşekkür ediyorum. Suriye’deki iç savaştan kaçıp eşi Halid Al-Rahmun’la  Türkiye’ye gelen, bize sığınmak isteyen 20 yaşındaki 9 aylık hamile bir kadın tecavüze uğradı ve 10 aylık bebeğiyle birlikte öldürüldü. Bu hainliği yapanın bizim vatandaşımız olması, bir Türk olması, hepimizin bu canilikte adının geçmesi, masum bir insanın böyle vahşice öldürülmesi sessiz kalınacak bir durum değildi. Bu yüzden yazmak istedim sadece içimden gelen birkaç cü

STEFAN ZWEIG'İN HAYATI | ESRARENGİZ ÖLÜMÜ | NEDEN İNTİHAR ETTİ?

Resim
Herkese yeniden merhaba, uzun süredir yazmayı planladığım bir seriye başlıyorum. Sevdiğimiz, okuduğumuz hatta bazı romanlarını resmen yalayıp yuttuğumuz insanların hayatları hakkında pek bir bilgimiz yok. O yüzden ben de onları hakkında biraz bilgi sahibi olalım diye böyle bir yayın yazmaya karar verdim :) İlk konuğum STEFAN ZWEIG... "Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan?" YAŞAMI Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 tarihinde Viyana’da dünyaya gelmiştir.  Yahudi kökenlidir. Ailesi eğitimine çok önem vermiştir. Babası varlıklı bir sanayicidir. Zaten varlıklı bir aileden geldiği için maddi problemler yaşamamış ve iyi yetiştirilmiştir. Küçük yaşlardan itibaren edebiyat ve kültür alanında eğitime başlamıştır. Ayrıca İngilizce, Fransızca, Latince ve Yunanca bilmektedir. Daha lisedeyken yazmaya başlamıştır. Özellikle şiirlerle… Üniversitedeyken felsefe eğitimi almıştır. Yazmaya olan aşkı ve yeteneği sayesinde daha 23 yaşındayken doktorasını tam

ORTAOKUL ANILARIM

Resim
Herkese yeniden merhaba arkadaşlar bu gün sizlere ortaokulda neler yaşadım, neler yaptım kısaca onları anlatmak istiyorum. 6. sınıftayım... Okulun ilk günü. Tabi şubeler değişti. Herkes bambaşka sınıflarda falan. Heyecanlı bir bekleyiş var. Ailem de yanımda bu arada. Şubeleri öğrendikten sonra. Bir sınıfın tamamen seçmece olduğunu anlamıştım. Yani hocalar sevdikleri, başarılı buldukları çoğu öğrenciyi o sınıfa almışlardı. Aralara da bir  kaç tane normal seviyede öğrenci katmışlardı ki foyaları ortaya çıkmasın(!) En yakın arkadaşım o sınıftaydı. Normal seviyede sayılacak öğrencilerden o da... Ben bunu öğrendim ve yıkıldım çünkü tek hayalim onunla aynı sınıfta olmaktı... Ailemle birlikte müdür yardımcısının yanına gittik. Şubeyi değiştirmek için. Hoca bana ''çok üzüldün mü?'' dedi... Ben de söyleyemedim üzüntümü... ''yok'' dedim sadece o da ''boşver değiştirmeyelim o zaman'' dedi. E ben yok deyince ailem de tabi ki bir şey diyemedi odada

RİVERDALE | DİZİ İNCELEMESİ

Resim
Merhabalarrr :) Hayatımda keşfettiğim en iyi dizi bana göre. Tam bana göre olan, bayıla bayıla izlediğim bir diziyi yorumlamak için buradayım. Başlıktan da anladığınız üzere adı  RİVERDALE .  Dizi 2017 yılında yayınlanmaya başladı. Yepyeni bir dizi yani. Bu sebeple henüz 1 sezon. Şuanda 2. sezonun çekimleri yapılıyor. Kısaca şöyle özetlemek istiyorum; Dizide bir gizem söz konusu. Bir nevi polisiye.  Riverdale bir kasaba. Aslında orada her şey çok güzel. İnsanlar huzurlu ve mutlu. Ama bir gün öyle bir şey oluyor ki. Kasabanın huzuru kaçıyor. Jason Blossom ve kardeşi Cheryl Blossom kasabadaki  nehirde gezintiye çıkıyor ve Jason Blossom , nehirde ölüyor. Cesedi bulunamıyor.  Okulların açılacağı sırada da Veronica Lodge, annesi ile birlikte New York'tan Riverdale'ye taşınıyor çünkü babası hapse giriyor. Veronica eskiden kötü kalpli zengin bir kızdı ve buraya geldiğinde yeni bir sayfa açmak istiyordu. En yakın arkadaşları Archie Andwers ve Betty Cooper oluyor. Archie

13 REASONS WHY | ÖLMEK İÇİN 13 NEDEN

Resim
Herkese yeniden merhaba! Bu gün sizlere severek izlediğim, herkesin övgüyle bahsettiği yabancı bir diziden söz etmek istiyorum.  Son zamanlarda isminden oldukça söz ettirdi. İzlemediyseniz bile duyduğunuzu düşünüyorum. Dizinin konusu kısaca şöyle; 17 yaşında lise öğrencisi olan Hannah Baker, intihar ediyor ve kendisinin ölümüne neden olan insanların her birine bir kaset kaydediyor. Onu ölüme adım adım sürükleyen sebepler bu kasetlerde saklı. Biz de bu kasetleri yine 17 yaşında ve lise öğrencisi olan Clay Jensen aracılığıyla dinliyoruz. Clay aynı zamanda Hannah'ya aşık.  Ayrıca dizi bir kitaptan uyarlanmış. Ben kitabı okumadım ama bazı farklılıklar olduğunu duydum. Zaten her zaman öyle olur... Eminim kitap daha güzeldir :) En önemli fark şuymuş, dizide Hannah bileklerini keserek intihar ediyor ama kitapta hap içerek ölüyormuş. Ama bence dizide böyle yapmaları çok iyi olmuş, çünkü o sahne çok çok çok etkileyiciydi ve intihara meyilli olan insanların aslında intiha

İlkokulda nasıl bir çocuktum?

Resim
İlkokuldan başlayarak size öğrenim hayatımı anlatmak istiyorum bu gün. Ben çok anaç bir çocuktum. Eğlenceliydim konuşkandım. Ama annemden hiç ayrı kalmamıştım. Ana okuluna falan da gitmemiştim. İlk kez okula gidecektim yani. İlk gün annem beni okula götürdü. Çok iyi hatırlıyorum, sıraya oturdum ve annemin eteğine yapıştım beni bırakma diye. Sımsıkı tutuyordum... Sonra sıra arkadaşımın hiç ağlamadığını gördüm. Sakinleştim... Onun varlığı bana güç verdi. Neyse ki öğretmenim de çok iyiydi. Ama kıskandığım öğrenciler yok değildi. Birkaç tane çalışkan, anneleri her şeye atlayan kız tipleri falan olur ya, onlardan bizde de vardı. Hoca hep onları en öne oturturdu. Bende kıskanırdım... Ama tembel bir çocuk değildim. Annem bana okumayı öğretmişti. Hepimizin elmaları vardı. Hoca okumayı sökenlerin almalarını kırmızıya boyardı. Benimki de kırmızıydı... Sonra bir gün son ders oldu okul bitecekti, hoca da sessiz duran kümeyi ilk önce çıkaracağını söyledi. Bizim küme konuşuyordu ama ben çiçek olmuş

Sabahattin Ali- Kuyucaklı Yusuf

Resim
Kitap yorumu; Sabahattin Ali'ye ait okuduğum 2. roman Kuyucaklı Yusuf oldu. Kürk Mantolu Madonna'nın beni etkilediği kadar çok etkiledi bu kitap. Gerçekten Yusuf hem sert hem de öyle naif bir karakter ki. Onun yaşadıklarını gördükçe gerçek derdin, hüznün ne olduğunu anladım. Bana öyle güzel hisler kattı ki bu kitap. Kâh mutlu oldum kâh üzüldüm. Ama sanırım en çok üzüldüm. Kitabın başından beri aşk bekliyordum. Ama 100üncü sayfadan sonra aşk su üstüne çıkmaya başladı. Yusuf'un karısı Muazzez'e kızsam mı üzülsem mi bilemedim... En çok kızdığım karakter kaynanası Şahinde oldu. Hüzün dolu bir hikâye. Mutlaka okuyun. Çok etkilendim ve eminim etkisi büyük olacak... 🌾 ALINTI 🍃 Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi; fakat yokluğu müthişti... 🍃Hayatta hiçbir şey ona kıymetli görünmemiş, peşinden koşmak, erişmek, sahip olmak arzusunu vermemişti. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu

3 GÜNLÜK KİTAPLAR | STEFAN ZWEIG | SATRANÇ #2

Resim
Bu kitabı her yerde gördüğüm için okumak istedim itiraf etmek gerekirse. Ben satranç oynamayı bilmiyorum ama kardeşim çok sever. Hep benimle oynayıp beni yener ben bilmediğimden :) Kitap öncelikle Mirko Czentovic'in hayatıyla başlıyor. Dünya şampiyonu oluşundan bahsediyor ama asıl konu bu değil. Asıl konu Dr. B. ve yaşadıkları... Bir gemi yolcuğunda bu iki isim karşı karşıya geliyor. Bu gemide satranç tutkunu birçok insan yer alıyor. Dr. B. bir esir... Hayatında hiç satranç tahtasına dokunmamış, satrancı kitabından okuyup öğrenmiş bir amatör. Fakat oldukça yetenekli. Czentovic ise dediğim gibi bir dünya şampiyonu. Son 20 sayfasını çok büyük heyecanla okudum. Kim kazanacak ne olacak diye. Hırslandım, inatlaştım adeta. Resmen yaşadım kitabı. Kitabın verdiği o kadar çok mesaj var ki. Hırs, yalnızlık, korku, kibir...  Oldukça az sayfası olması sebebiyle uzun uzun anlatmayacağım.  Tavsiye eder misin derseniz elbette ederim. Bayıldım diyemem, ama çok iyi bir eser diyebilirim. Bol oku

DERS ÇALIŞMA TAKTİĞİ | POMODORO

Resim
Hellööö! :D Bu gün sizlere gerek test çözerken gerek sınavlarınıza çalışırken sıkılmadan ders çalışabileceğiniz bir teknikten bahsedeceğim, ben buna taktik diyorum :D Adı POMODORO.  Belki daha önce duyanlar hatta uygulayanlar vardır. Ben daha önce duymamış ya da uygulamaya fırsat bulamamış olan dostlarım için bu yazıyı yazmak istedim. Sadece ders çalışmakta zorlananlar için değil, kitap okumakta güçlük çekenler için de uygulanabilecek bir teknik bence. Şu şekilde uyguluyoruz; 1) 25 dakika ders çalışıyoruz. 2) 5 dakika mola veriyoruz. (Dikkat! 5 dakikayı geçmesin.) 3) 25 dakika ders çalışıyoruz. 4) Yine 5 dakika molaaa. 5) 25 dakika derssss 6) 5 dakika molaaa 7) 25 dakika ders 8) Bu sefer 20-30 dakika arasında bir mola veriyoruz. Bu 1 pomodoro ediyor. Günde 4-8 arası pomodoro yapmak oldukça faydalı olacaktır. Ben ders çalışırken denedim ve oldukça verimli geçtiğini gördüm. Sizlere de yararlı olacağını umuyorum. Bu aralar kitap okumaya daha fazla vakit ayıracağım çünkü

BACKTRACK | ÖLÜM TRENİ

Resim
Vizyon Tarihi:15 Nisan 2016 Yapımı:  2015  -  Avustralya Tür:  Gerilim , Gizem Süre: 90 Dakika Yönetmen:   Michael Petroni Oyuncular:  Adrien Brody ,  Sam Neill ,  Bruce Spence ,  Robin Mcleavy ,   Jenni Baird Senaryo:  Michael Petroni Yapımcı:  Jamie Hilton  ,  Michael Petroni Gizemli gerilim filmi izlemeyi sevenler burada mı? Size harika bir filmden söz etmek istiyorum. Evet gerçekten çok çok beğendiğim bir film oldu. Öncelikle filmin kurgusundan azıcık söz edeyim, film psikolog bir adamın kızının talihsiz bir kaza sonucu ölümü ile başlıyor. Kaza, adamın dikkatini bir an başka bir yere vermesi sonucu oluyor ve kızı ölüyor. Peki dikkatini neye veriyor? İşte bu noktada geçmiş devreye giriyor. Bu arada adam işini yapmaya devam ediyor ve hastalarında bir gariplik seziyor. Bunları çözerek işe başlıyor. Sonuna kadar tahmin yürütebileceğiniz ama tam olarak sonuca ulaşamayacağınız bir film... Ben bol bol şaşırdım ve gerildim diyebilirim. Soru işare

Geldiiim!

Herkese merhabaa! Uzun bir ara oldu biliyorum :(  Maalesef ki öğrenci olmak oldukça zor. Tatilleri çok hoş tabii. Bol bol boş vaktiniz oluyor ama sınav zamanı olunca... Bir de yurdun interneti çok sıkıntılı... Neyse ki sınavlarım bitti ve yeniden buradayım. Evime de döndüm. Bomba gibi geliyorum dermişim :D Aklımda güzel planlar var umarım gerçekleştireceğim. İçerik için bol bol araştırma yapıyorum... İlerlemek istiyorum ama bazen de umutsuzluğa kapılıyorum. Biz ülke olarak pek sevmiyoruz okumayı... O yüzden blog dünyasında ne kadar ilerlerim bilemiyorum. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Çok uzun yazmayacağım bu gün. Sadece haber vereyim dedim :) Sevgiler :) NOT: bloğumu ilk defa takibe alanlar lütfen blog adreslerini de yoruma bıraksınlar çünkü bazen blogları bulamıyorum ve takip edemiyorum :(