STEFAN ZWEIG'İN HAYATI | ESRARENGİZ ÖLÜMÜ | NEDEN İNTİHAR ETTİ?
Herkese yeniden merhaba, uzun süredir yazmayı planladığım bir seriye başlıyorum. Sevdiğimiz, okuduğumuz hatta bazı romanlarını resmen yalayıp yuttuğumuz insanların hayatları hakkında pek bir bilgimiz yok. O yüzden ben de onları hakkında biraz bilgi sahibi olalım diye böyle bir yayın yazmaya karar verdim :) İlk konuğum STEFAN ZWEIG...
"Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir
miydi insan?"
YAŞAMI
Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 tarihinde Viyana’da dünyaya
gelmiştir. Yahudi kökenlidir. Ailesi
eğitimine çok önem vermiştir. Babası varlıklı bir sanayicidir. Zaten varlıklı
bir aileden geldiği için maddi problemler yaşamamış ve iyi yetiştirilmiştir. Küçük
yaşlardan itibaren edebiyat ve kültür alanında eğitime başlamıştır. Ayrıca İngilizce,
Fransızca, Latince ve Yunanca bilmektedir.
Daha lisedeyken yazmaya başlamıştır. Özellikle şiirlerle… Üniversitedeyken
felsefe eğitimi almıştır. Yazmaya olan aşkı ve yeteneği sayesinde daha 23
yaşındayken doktorasını tamamlamıştır.
I.Dünya Savaşı sırasında memurdur. Gönüllü olarak Viyana’da “Savaş
Arşivi”nde memur olarak çalışmıştır. Burada savaş karşıtı kişiliğiyle ön plana
çıkmıştır. Savaş sonrasında Slazburg’da yaşamaya başlamıştır. 1920 yılında, Frederike
Von Winternit ile hayatını birleştirmiştir. Slazburg’da önemli şair ve
yazarlarla arkadaşlık kurmuştur.
1927’de Almanya’nın Münih şehrinde “Duygu Karmaşası”,
“Yıldızın Parladığı Anlar” ve “Tarihsel Baş Minyatür” adlı kitapları
yayımlandı, yine 1927’nin 20 Şubat tarihinde “Rilke’ye Veda” başlıklı
konuşmasını yaptı. 1928’de Leo Tolstoy’un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları’na
katılmak üzere, Sovyetler Birliği’ne gitti.
Naziler 1933 yılında
bazı kitapları yakmaya başlamıştır… Yakılan kitaplar arasında Stefan Zweig’in
kitapları da vardır… Çünkü Yahudi kökenlidir. Nazilerin o dönemde özellikle Yahudiler
üzerine olan baskısı bu Zweig’i bu şekilde etkilemiştir. 1934’te Zweig ülkeyi
terketmiş ve İngiltereye gitmiştir. Burada Londra’ya yerleşmiştir. 1939 yılında
“Kalbin Sabırsızlığı” adlı romanını yayımlayan Zweig, ilk evliliğini
sonlandırmıştır. Daha sonra başka bir evlilik yapan Zweig, İngiliz
vatandaşlığına geçmiştir. İngilterede bir süre yaşayan Zweig, daha sonra
Brezilyaya yerleşmiştir. Burada çeşitli eserler kaleme almıştır.
ESERLERİ
- Yürek Çöküntüsü
- Dünün Dünyası
- Bir Kadının Yirmi Dört Saati
- Yarının Tarihi
- Kendileri İle Savaşanlar
- Üç Büyük Usta
- Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar
- Lyon'da Düğün
- Yıldızının Parladığı Anlar
- Karışık Duygular
- Satranç
- Günlükler
- Değişim Rüzgarı
- Köleliğe Karşı Özgür Düşünce
- Fouche, Bir Politikacının Portresi
- Tehlikeli Merhamet
- Amok Koşucusu
- Balzac, Bir Yaşam Öyküsü
- Magellan
- Freud ve Öğretisi
- Yakıcı Sır
- Ruh Yoluyla Tedavi
ÖLÜMÜ
İnsanlığın, faşizm karşısında aşağılanmasını, erdemlerin yok
edilmesini, gitgide çoğalan nefreti, kini kabul edemedi. Zaten savaş karşıtıydı..
Karısı ile birlikte 22 Şubat 1942 tarihinde aşırı derecede
uyku ilacı alarak intihar etmiştir. Yani doz aşımı sonucu hayatını
kaybetmiştir. Stefan Zweig, ölmeden önce yazdığı mektupta intihar nedeni olarak
Hitlerin oluşturduğu olayların ve faşist düzenin kalıcı olacağına inanmış ve bu
inançtan dolayı büyük bir umutsuzluk hissettiğini dile getirmiştir. Kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşünmüştür.
İşte Stefan Zweig’ın intihar mektubu:
Özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken,
son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: Bana ve işimi yapmama huzurlu
bir ortam sunan harika ülke Brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. Her yeni
günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal anavatanım Avrupa kendi
kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir
yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. Ama altmışıncı yaştan
sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücüm
yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı
doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki
hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en
yüce değerim oldu. Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra
gelen tanın kızıllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla
önden gidiyorum.”
Okududuğunuz için teşekkür ederim. Hepinize sevgiler...
Geçenlerde okuduğum kitabın yorumunu yaparken hayatına da bir göz atmıştım. Umutsuzluğa sürüklenip intihar etmesi beni üzmüştü. Hayatını sonlandırmadan önce yazdığı son kitabı Satranç'ı okurken de yaşamın sonuna dair izler var gibi gelmişti bana. Güzel bir çalışma olmuş sizinki. Emeğinize sağlık.:)
YanıtlaSilteşekkür ederim, kesinlikle satranç öyle hissettiriyor :)
SilSantranç kitabını okumuştum hatta bloğumda yazısı var :) bende merak ediyordum hayatını senin vesilen ile öğrendim :) ölümü ilginç geldi böle öldüğünü bilmiyordum :) Bu arada bu serin çok güzel bence içeriğin çok güzel başarıların devamını dilerim :)
YanıtlaSilteşekkür ederim :)
SilStefan Zweig'ın birkaç eserini okudum. Tarzına hayran oldum. Eşiyle intihar ettiğini biliyordum. Hiç kınamadım. Bazı insanlar sıra dışıdır. Zaten sebep insani duygularının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Mektubu yeni okudum. Bilgiler için çok teşekkürler. Sevgilerimle :)
YanıtlaSilBence de öyle... O dönemde eğer intiharı tercih etmeseydi belki de Hitler tarafından vahşice öldürülecekti. Neler hissettiğini bilemeyiz, kınamamalıyız... Sevgiler ablacım :)
SilGerçekten üzücü bir hayatı var Zweig'in ve eserleri kesinlikle okunmalı. Çok güzel bir seriye başlamışsın bu arada. Bekliyoruz devamını. :)
YanıtlaSilmutlaka devam edeceğim :)
SilYazım dilini seviyorum Zweig'in. Okumam gereken kitapları var... Ölüme çok bilinçli gitmiş... Geriye bıraktığı notu gayet net... Kalemine sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, sevgiler :)
SilBöyle seriler benim de çok hoşuma gider 😀 Daha çokça bloğuna uğrayacağız demek ki 😉
YanıtlaSilbekleriz efendim, kapımız hep açık :)
SilStefan Zweig.... Ne yazar ama :)
YanıtlaSilaynen :)
SilYaz boyu Zweig'in çoğu kitabını okuma gibi bir hedefim var ve bu sırada hayatına da göz atma fırsatım olmuştu. Gerçekten üzücü bir hayat ama geride böyle güzel kitaplar bıraktığı için de mutluyum.
YanıtlaSilYazı çok akıcı ve güzel olmuş, ayrıca serinin diğer yazılarını da bekliyorum :)
Merhabalar,
YanıtlaSilAvusturyalı roman, tiyatro, biyografi yazarı Stefan Zweig'i ilk olarak ''Satranç'' kitabıyla tanımıştım. ‘’Olağanüstü Bir Gece’’ adlı romanını da dün itibariyle bitirdim. ”Olağanüstü Bir Gece”, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimini anlatmaktadır. Romanda beni en çok etkileyen cümle şu iki cümle olmuştu:
-Kendisini bulmuş olan insan dünyada hiçbir şeyi kaybetmeyecektir. Kendi içindeki insanı kavramış olan insan ise bütün insanlığı anlayacaktır.
-Ne var ki bu satırları zaten sadece kendim için yazacaktım ve kendime bile tam açıklayamadığım bir şeyleri başkaları için anlaşılır kılmak gibi bir niyetim hiç yoktu.
‘’Olağanüstü Bir Gece’’ adlı romandan altını çizdiğim, en sevdiğim yirmi alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/olaganustu-bir-gece-romanindan-muhtesem-20-alinti/
Umuyorum ilgiyle okursunuz,
edebiyatla ve sağlıkla kalın.