Kitap İncelemesi | Grigory Petrov-Beyaz Zambaklar Ülkesinde

TANITIM

Tarihte öyle milletler gelmiş geçmiştir ki, yiğitlikleriyle, ihtişamlarıyla gözlerimizi kamaştırırlar. Fakat bunlar sonunda, genel bir ahlak bozukluğunun kurbanı olmuşlardır. Ben sizi topluca çürümekten, düşünsel bir uyanışa çağırıyorum! Kitabımın her bölümünün, her sayfasının sonunda okurlarıma şunu hatırlatmak isterim: Hayat yapıcılığına ne zaman başlıyorsunuz? Siz ey bay ya da bayan, hayata borcunuzu ne zaman ödeyeceksiniz?

Yazar Grigory Petrov'un çeşitli aralıklarla çıktığı Finlandiya seyahatlerindeki notlardan oluşan eser, 1800'lerin son döneminde Finlandiya halkının içinde bulunduğu durumu, cehaletten kurtulmak için başta Johan Vilhelm Snelman olmak üzere ülkedeki bir avuç Fin aydının verdiği olağanüstü mücadeleyi anlatır.

Herkese selam! :)

Birkaç gün önce okumaya başladığım kitabı bitirdim ve size kısaca anlatmak istedim. Bu kitap tamamıyla Finlandiya’nın nasıl iyi bir ülke haline geldiğini anlatıyor. Finlandiya ilk önce İsveç daha sonra da Rus sömürgesi altına girmiş yaklaşık 2 milyon nüfuslu küçük bir ülkeymiş. Daha sonra 1917’de bağımsızlığını ilan etmiş. Yazar Finlandiya’ya gidip geldikçe gördüğü şeyleri yazıya dökerek bu kitabı ortaya çıkarmış. Ana karakter Johan Vilhelm Snelman adında bir aydın.

Kitabın başında yazar hakkında, Finlandiya hakkında (eğitim sistemi, tarihi olayları vs.) ve de Johan Vilhelm Snelman hakkında bölüm bölüm yazılar bulunmakta. Ben önce kitabın metnini okudum bu baş kısma da biraz göz gezdirdim.

En çok ilgimi çeken tabi ki de Finlandiya’nın eğitim sistemi oldu. Gerçekten harika bir eğitim sistemleri var. Herkes eşit ve insanların öğrenme kabiliyetlerine göre sınıflar oluşturuluyor. Ayrıca 8. sınıfa kadar not almıyorlar. Yani sınav yok. Keşke bizim eğitim sistemimiz de onlarınki gibi olsaydı ama maalesef kalabalık bir nüfusa sahip olmamız bunu imkansız kılıyor.

Finlandiya’nın içinde bulunduğu sefil ve cahil hayattan nasıl kurtulduğu, ne emekler verildiği kitapta çok net ve akıcı bir dille anlatılmış. Roman gibi herhangi bir hikaye üzerinden ilerlemiyor, insana genel kültür açısından çok şey katıyor. Bir insanın isteyince ülkesi için neler yapabileceği, kendini nasıl geliştirebileceği, küçük adımlarla neler başarabileceğini gözler önüne seriyor. Mustafa Kemal’in bu kitabı önermesinin ve okul müfredatına girmesini istemesinin sebebi de sanırım bu mücadelelerden bizim de ders çıkarmamızı sağlamak.

Kitapta beni en etkileyen cümle;

‘’Kitabımın her bölümünün, her sayfasının sonunda okurlarıma şunu hatırlatmak isterim: Hayat yapıcılığına ne zaman başlıyorsunuz? Siz ey bay ya da bayan, hayata borcunuzu ne zaman ödeceksiniz?’’

***

Tüm gençlerin okuyup ders çıkarması gerektiğine inanıyorum, o yüzden kısaca sizler için de paylaşmak istedim. Henüz okumayan varsa 1-2 gün içerisinde okuyabileceğiniz bir kitap. Bu arada kitabı okumamızı hocamız söyledi, anlaşılır ve güzel bir kitap olması beni çok mutlu etti. Öneririm :)

Herkese kocaman sevgiler :)