Sohbet tadında | Lâ Tahzen *
Bu sabah…
Gece kitap okurken uyuya kaldığımdan alarmı kurmadan
uyumuşum. Sabah uyandığımda da telefonum kendi kendine kapanmış. Uyuya kalınca
geç kaldığımı anladım, kolumda saatim de yok, telefon açılana kadar saatin kaç
olduğunu öğrenemedim. Dersim 10.20’de başlıyordu. Telefonun açılması 1 dakika
kadar sürdü sanırım. O 1 dakika içinde aklımda türlü senaryolar… ‘’Saat kesin
11 olmuştur!’’ demeler falan… Neyse ki
saat 9:30du. Yine de çok geç bir saatti. Aceleyle hazırlanmaya başladım. Kendi kendime sinirleniyordum. Acele işe
şeytan karışır sözüne hep inanırım. Bu sefer şeytan pek karışmadı ama olsun. Saat 10 gibi hazırdım, tabi ki kahvaltı yapmaya
vaktim kalmamıştı. Hızlı adımlarla tramvay durağına yürüyordum. Bir yandan da
ileriye doğru bakıyorum, tramvay geliyor mu diye. Bir de durağa bakıyorum, eğer
kalabalıksa tramvayı kaçırmadım demektir ama 3-5 kişi varsa kesin kaçırdım... Yürümeye devam ettim. Durağa geldim, uzaktan tramvay gözüktü. ‘’ohh be!’’
dedim elbette. Tramvaya bindim. Geç kalmayacağım diye seviniyorum tabii. O sırada sınıf arkadaşımı da gördüm tramvayda. Geç kalmayacağım tescillendi. Okula vardığımda saat 10'u 25 geçiyordu, hocalar normalde bir 10 dakika falan geç gelir,
bizimki de erken gelmiş. Neyse ki cins bir tip değildi de kapıyı tıklatıp
düzgünce geçebildik yerimize. Öyle böyle derken ders bitti. Gün bitmedi ama.
Benim bir sürü işim var… Bir arkadaşımın evinde kışlık kıyafetlerimi
bırakmıştım. Gidip onları alacaktım. Bir de hocalarımızın zorla okuttuğu
kitapları gidip almam gerekiyordu. Yine
sinirleniyordum. Oflayıp duruyordum. Sonra düştüm mü yollara? Elimde boş valiz.
Yine tramvay. Yaklaşık 35-40 dakikalık yolum var. Allah'a şükür boş yer vardı da
oturabildim. Kitabımı çıkardım. Okurken bir tuhaf hissettim kendimi. Suç
işliyormuş gibi. Herkes bana bakıyordu sanki. Yine de okudum… İnmeme 1-2 durak kala kitabımı kaldırdım. O
sırada arkamda bir konuşma geçiyordu ama yüzlerini görmüyordum. Küçük bir çocuk
ve genç bir ağabey sesi… ‘’Lâ tahzen! İnnallâhe meana ( Üzülme! Allah bizimle beraberdir) …’’
diyorlardı birlikte…
Bunu duyunca onları dinlemeye devam ettim. Yüzlerini hala görmüyordum.
3-4 kez tekrarladılar… Sonra ben ikisinin de Suriyeli olduğunu düşündüm. Ağabey, çocukla
konuşmak için Arapça kelimeler katarak konuşuyormuş meğer. Çocuğun biraz
Türkçesi vardı, ne zamandır burada olduğunu, kaç kardeş olduklarını, ailesinde
şehit olup olmadığını soruyordu ağabey. Sanırım 5 şehit varmış ailesinden.
Babası da şehit düşmüş anladığım kadarıyla. Annesi hayattaymış… İçimi bir hüzün kapladı. Çocuğun konuşması öyle
güzel öyle içtendi ki dönüp yüzüne baktım. Ak pak tertemiz bir yüzü vardı…
İneceğim durağa geldiğimde ayağa kalktım. Çocukla konuşan ağabeyi görünce
şaşırdım. Cübbeli sarıklı biriydi, hiç aklıma gelmemişti öyle biri olduğu.
Yanında da biri daha varmış. Onun sesini duymayınca anlamamıştım. Arkadaşına
dönüp dışarıdan birkaç kişiyi gösterdi. Onlarda cübbeli ve sarıklıydı. ‘’Bizimkiler…’’dedi. "Ne güzel" dedim içimden… Sanırım çocuk onlarla beraber bir şeyler öğreniyor,
dini bilgi ediniyordu. Dönüşte de beraber gidiyorlardı… Tramvaydan indikten
sonra kulağımda hala ‘’Lâ Tahzen!’’ kalmıştı… Sabahki sinirlenmelerimi düşünüp
kendime kızdım. ‘’Dert edindiklerimi bak…’’ dedim…
Gerçekten de ne ufak şeyleri dert ediniyoruz şu kısacık
ömrümüzde. Hiç ders çıkarmıyoruz etrafımızda olup bitenlerden.
Neyse arkadaşıma gidip boş valizi bıraktım. Oradan da kitap almaya gittim. 1-2 sahaf gezince kendime geldim. Sonra tekrar arkadaşıma gidip eşyalarımı hazırladım, biraz sohbet ettik onunla… Kulağımda hala ‘’Lâ Tahzen!’’…
Neyse arkadaşıma gidip boş valizi bıraktım. Oradan da kitap almaya gittim. 1-2 sahaf gezince kendime geldim. Sonra tekrar arkadaşıma gidip eşyalarımı hazırladım, biraz sohbet ettik onunla… Kulağımda hala ‘’Lâ Tahzen!’’…
Akşam oluyordu. Yurda dönmek için yine 35-40 dakika tramvayı çekecektim. Hem de ayaktaydım bu sefer. Hiç yer yoktu. Yine sinirleniyordum ki o çocuk geldi aklıma. Sakinleştim...
Yol bitmişti. Her işimi halledip kitabımı
bitirecektim, hayalim buydu. Sonra işlerimi hallettim, tam o sırada…
Elektrikler gitti.
Telefonumun şarjı da %5 kalmıştı. Tam oflamaya başlıyordum
yine. Dedim ki ‘’Dur! Of deme!’’…
Yazı yazmaya karar verdim. Sizinle bu gün
yaşadıklarımı paylaşmak istedim ve bu yazıyı yazdım, 5 dakika önce elektrikler
de geldi…
Kitabımı bitirmeye geldi sıra.
Son sözüm tabi ki;
‘’Lâ tahzen! İnnallâhe meana…’’
Gerçekten çoğu zaman üzüldüğüm şeylere hayret etsemde Allah affetsin, bize zor durumlarda olan insanları hatırlatıp şükretmeye, onlara dua etmek dileğiyle :)
YanıtlaSilÇok haklısın, Allah affetsin hepimizi :)
SilÇok güzel bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
SilÇok çok güzel olmuş. Ve ''Üzülme, Allah bizimle beraberdir''. Tek kelimeyle yazına bayıldım!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim canım benim...
SilÇok zaman gereksiz şeylere canımızı sıkıyoruz... Bu insanoğlunun yaradılışı herhalde... Kaleminize sağlık... Sevgiler...
YanıtlaSilHerhalde öyle, teşekkür ederim... Sevgiler :)
SilBu gerçekten çok iyiydi :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, beğenmene sevindim :)
SilAlah hep bizimledir. Çok güzel olmuş kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilEvet, çok teşekkür ederim :)
SilAllah razı olsun senden.
YanıtlaSilAmin Aslıhancım. Bu güzel duan için çok teşekkür ederim. Allah cümlemizden razı olsun.
SilÇok güzel bir yazıydı efendim, bu sözü hiç unutmayacağım :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, hiç bir zaman unutmazsınız ve unutmayız inşaAllah :)
SilÇoğu zaman ben de akıp giden zamanda kendime "dur" demek ve anın tadını çıkarmak, Allah'a sığınarak olabildiğince huzuru yaşamayı seviyorum. Böyle anlarda hatırlayacağım bir yazı olmuş, ellerine sağlık güzelliğim :)
YanıtlaSilBen de öyle. Çok teşekkür ederim canım benim :)
SilÇok etkilendim. İyiki elektrikler kesilmiş de bu yazıyı yazmışsınız. Yüreğinize sağlık. Deeptone sayesinde bloğunuzu keşfettim. Bundan sonra takipteyim. Sevgiler :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Hoş geldiniz :)
SilBen böyle durumlarda şükrediyorum Allah'a."Hatanı anla Esma" diyor Rabbim.Ya demese ya bir başıma yanlışlarımla yaşasam..diye düşünmeden edemiyorum. Ve "La Tahzen" derken bu ara hep aklıma gelen 7 güzel adamda Kudüs şehidinin eşinin okuduğu şiir bilmiyorum dinledin mi ama genede linkini alta bırakıyorum.
YanıtlaSilsağlıcakla kal :)
https://www.youtube.com/watch?v=hefjGjS5brc
Çok teşekkür ederim, 7 Güzel Adam en sevdiğim diziydi. Bitmesi de beni hayli üzmüştü. Dinlemiştim ama hatırlatmanız beni mutlu etti. Dinleyeceğim yine :)
Sil